Ludwig Wittgenstein, "Tractatus"unda, dünya'yı, bir dil dünyası, gerçek olmayan, ama, insan zihnince adlandırılan bir dünya diye tanımlar. Wittgenstein, "Tractatus"unu, Friedrich Nietsche gibi, aforizma biçiminde yazmıştır, Wittgenstein, cümle yapılarının, dünya'yı düşünürken, mümkün, gerçekçi bir yöntemsel gereç olduğunu yazmıştı. bir yüklem, bir özne, bir nesne, sıfatlar, adlar, fiiller, zarflar, Wittgenstein açısından, felsefe yapmaya yetmekteydi, dünya da, böyle kurulmuş, binâ edilmiş, yapılandırılmıştı.
Wittgenstein'in devlet anlayışı da, dil'lerin çözümlenmesine bağlı idi. farklı diller, farklı sosyal tarihler yaratmakta, devletler de, farklı sosyal tarihlerin eserleri olarak yaşamaktaydı.
Wittgenstein, "Tractatus"unda, çok farklı düşünme konuları seçmiş, birbirinden farklı gözlem nesneleri arasında bağlantılar kurmuş, insan'ın zihinsel gereçlerinin hepsini kullanması gereğini anlatmıştı. bir matematiksel yöntemlilik veyâ dilbilimsel bir kesinlik, bu zihinsel gereçlerin kullanımında gereken şartlardır, Wittgenstein'a göre, zihinsel gereçlerin kullanımlarının şartlarını tanımlamak, filozofun ödevidir.
Ludwig Wittgenstein, Bertrand Russell'ın mantık bilimi araştırmaları ile, önceki asırların filozoflarının yazdıklarını da, "Tractatus"unu yazarken dikkâte almıştı, özellikle, Aristoteles, Descartes, Hegel, Marx gibi filozofların yazdıkları, Wittgenstein açısından, geçerli kaynaklardı, tartışmak açısından da yararlı bilgiler getirmekteydi.
Ludwig Wittgenstein, dünya'nın değişmesi gereğini hatırlatırken, dil'de, zihinsel gereçlerin kullanımında, dünya'yı değiştirme yönünde adımlar atılması, farklı zihinsel ya da dilsel yapıların ya da tezlerin yazılması gereğini hatırlatmaktaydı.
SİNAN ÖNER
Samstag, 12. September 2009
Abonnieren
Kommentare zum Post (Atom)
Keine Kommentare:
Kommentar veröffentlichen