Hegel'in devlet anlayışını okurken, Hegel'in, 1840'larda yaşadığını da bilmeliyiz.
Prusya'nın yaşaması için neler yapılmalıydı?
Napoleon'cu Fransa'nın "istilâ savaşları"nın getirdiği 1848 Devrimleri'ne giderken, Hegel, Prusya'ya "istikrâr" önermekteydi. Hegel, "devlet'in kalıcılığı"nın koşullarını saptamak için, "Tarih Felsefesi" diye de bir kitap yazmıştı. Prusya Devleti, yaşamalıydı, "kalıcılaşmalı", Almanca'yı yaymalı, Germen Tarihi'nin derslerini, "yapı"sında ya da "hükmetme tarzı"nda taşımalıydı. elbette, Hegel, bir "demokrat" olmayı özlemiş bir adam'dır! ama, "Hegelci bir demokrasi" önermesi de, doğaldı, Hegel'in; çünkü, Hegel, bir "Felsefe Tarihi" de yazmış, yazdıklarının, derslerinde anlattıklarının tarih'e kalacağını hissetmiş bir akademisyen'di. Aristoteles'ten Descartes'e, Voltaire'den Kant'a, bir tarih vardır, felsefe'de. Hegel de, bir "devlet felsefesi" önermeyi amaçlamış, Prusya Devleti'ni, "Hegelci devlet ilkeleri"ne uyma yönünde uyarmıştı.
ama, 1848 Devrimleri, Hegel'in, sanıldığı gibi "karamsar" bir adam olmadığını gösterdi. Hegel'in yazdıklarını, meselâ, Karl Marx, "iyimserlik nedeni" diye algıladı. Bismarck, "muhafazakâr" olmasına rağmen, Hegelciliğin "iyimser" niteliklerini algılamış bir devlet adamı idi.
Hegelci Devlet anlayışı, "kapital"in "tarih"e üstün gelemeyeceğini, "tarih"in, "akıl"ın, "sağduyu"nun, "kapital hareketleri"ni dizginleyeceğini öne sürmekteydi! bu anlamda, Hegel, "kapital"e tapılmasına, daha Sanayî Devrimi yıllarında eleştiriler getirmiş bir adam'dır.
SİNAN ÖNER